CHP Karaman İl Başkanı yapmış olduğu açıklamada, "Dünyada ve Ülkemizde devam eden COVID 19 salgınının atlatılabilmesi adına, her alanda, tüm kurum kuruluşlar ve toplumca dikkatli ve tedbirli olunması gereken bir süreçten geçiyoruz. Dünya Sağlık Örgütü, Kamu Kurumları, Meslek Örgütleri ve Bilim İnsanları tarafından yapılan açıklamalara ve yönlendirmelere uymak salgın ile verilen mücadelede toplumsal bir dayanışmayı gerektirmektedir. Devletimizin bütün kurumlarının ve çalışanlarının fedakarca yaptıkları mücadeleleri, çalışmaları takdir ediyor ve alkışlıyoruz. Ülkemizi ve şehrimizi yönetenlere de daha iyiye ulaşma adına yapıcı eleştiri yaparak bu kötü günleri birlikte atlatacağımızı belirtmek isteriz.

Bir konuya dikkat çekmek istiyoruz. Karaman Belediyesi, içinde çok çeşitli kimyasal maddelerin olduğu sıvılarla kent meydanlarını, mahalleleri gün gün yıkıyor. Ancak unutulmamalı ki buralar iki saat içinde eski haline geliyor. O zaman bu kimyasallar nereye gidiyor? Bu maddeler ağaç köklerini kurutuyor, çok sayıda bakteri ve mikroorganizmayı öldürüyor. Yani ekosistemi bozuyor. ‘’Uzmanlar, virüslerin insanların doğal hayata müdahale etmesinden kaynaklandığını söylüyor. Doğaya verdiğimiz tahribatlar ortadayken bizler temel hijyen kurallarını uygulamak yerine kimyasal kullanmayı tercih ediyoruz. Bu kimyasallar yeni hastalıkların oluşma ihtimalini arttırıyor.

Bu pandemi döneminde Karaman Belediyesinin sokakları değişik kimyasallarla yıkamasının enfeksiyon zincirini kırma açısından hiçbir faydası maalesef ki bulunmamaktadır. Şehirlerdeki bulaşma zincirini kırmak için kapalı mekanlar, vatandaşlarımızın toplu olarak bulunma ihtimalinin yüksek olduğu yerler sağlık kuruluşları, bankalar, eczaneler, kamu kuruluşları, kapılar, asansörler, ortak kullanılan tuvaletler gibi yerler öncelikle ve sık sık dezenfekte edilmeli, bireysel olarak ise çamaşır suyunun 10’da bir oranında seyreltilerek günde en az iki kez temizlenmelidir. Yerel yönetimlerin atık toplamaya büyük özen göstermesi gerekiyor. Enerjimizi salgına faydası olmayan işlere harcamamalıyız.

Daha önce yaptığımız açıklamalarda halkımızın alışveriş ihtiyaçlarının önemli bir kısmını karşıladığı pazaryerlerinin birçoğu açık ve fiziki koşulları gıda güvenliği açısından ne yazık ki yetersiz durumda olduğuna dikkat çekmiştik. Gıda kontrolleri Tarım ve Orman Bakanlığı aracılığıyla yapılmakta olsa da yerel yönetimler de gıda terörüyle mücadelede etkin rol almalıdırlar. Bu dönemde temel ihtiyaç kategorisinde yer alan gıdanın "güvenilir gıda" zincirinde arzını sürdürebilmek toplumsal bir görev haline gelmiştir. Ancak bugün karşılaştığımız ekmek satışlarında ki son durum bizlere gerekli denetimlerin yapılmadığı, tüketicilerin hala ciddiyeti kabullenmediğini, işletmelerin yapılan uyarılara uymadığını göstermektedir.

 

Virüsler gıdada üreyip çoğalamayan dolayısıyla da gıdaların bozulmasına sebep olmayan mikroorganizmalardır. Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA), Amerika Gıda ve İlaç Otoritesi (FDA) ve Amerika Tarım Birimi’nin (USDA) araştırmaları virüsün gıdalar ile bulaşmadığını ortaya koysa da, virüslerin yüzeylerde belirli süre hayatta kalmasının mümkün olduğu bilinmektedir.  Bu sebeple de gıdaların üretilmesi, hazırlanması, depolanması, satışı ve tüketilmesinde iyi hijyen uygulamalarının (GHP) takip edilmesi önemlidir. İyi hijyen uygulamaları kurallarına uyularak üretilen gıda ürünlerinde COVID-19‘un bulunması pek mümkün görülmezken, gıda üreten işletmelerde çalışan personellerin ve gıda tüketicilerinin;

Üretim, işleme ve tüketim aşamalarında ayırma ve tasnifleme işleminin doğru şekilde yapılması, alışverişte çiğ hayvansal gıdalar ile diğer gıdalar ve gıda olmayan maddelerin birbiri ile temas etmeyecek biçimde ayrı poşetlere konulması,  pişmiş ve çiğ gıdaların birbiri ile temas ettirilmemesi büyük önem arz etmektedir.

Her zaman olduğu gibi, bu süreçte de gıda ve gıda ürünleri alırken ambalajlı, ambalajı zarar görmemiş, iyi hijyen uygulamaları ve gıda güvenliği yönetim sistem uygulamalarını uygulayan, gıda mühendisi veya ilgili meslek mensupları tarafından denetim ve kontrole tabi olan kayıtlı veya onaylı işletmelerde üretilen gıda ürünleri tercih edilmelidir. Özellikle merdiven altı diye tabir edilen kayıt dışı ve denetim mekanizmasından uzak gıda işletmeleri halk sağlığını korumak açısından ALO 174’e ihbar edilmedir.

Covid-19 virüsü ile mücadele de ilk günden beri fedakarca, kendi sağlıklarını hiçe sayarak milletimiz için çalışan, emek veren sağlık çalışanlarımıza, Afad ekiplerimize, emniyet güçlerimize, Türk Silahlı kuvvetleri mensuplarımıza, gönüllülerimize ve belediye çalışanlarımıza, emekçi insanlarımıza teşekkür ediyorum. Onların çalışmaları ve milletimizin birlik, beraberliğiyle ve duyarlılığı ile bu zorlu günlerinde üstesinden dün olduğu gibi bugün de geleceğiz. Yaşadığımız bu krizi, bilimin ışığında ve dayanışma ile aşacağımıza inancımız tamdır" ifadelerini kullandı.