Gazetenin imtiyaz sahibi Sadrettin Soranlar tarafından kalem alınan ‘Konya ve Karaman siyaseti zehirleniyormu’ başlıklı köşe yazısı şu şekilde;

"Atalarımızın Orta Asya’dan gelip;  fethederek, mamur ederek bizlere miras bıraktığı kadim yurdumuz. Tarihinde Moğollara gösterdiği emsalsiz direniş, Türkçe duruş ve Yunusca söyleyişleriyle hep dik durmayı istemiş, gaye edinmiş övünç kaynağı memleketimiz. Genç yaşlarda iş hayatına atılmak maksadıyla ayrıldığım memleketim Karaman’a her ziyaretimde; kalkınmasını, değişimini görüp heyecanlanmışımdır. Her yeni yıl; bir önceki yıl atılan temelin bitirilip yapıya döndüğü, her dökülen asfaltın serilip yol olduğu ve bilcümle değişimi-gelişimi kim yaparsa yapsın gördüm, takdir ettim, gurur duydum. Ayrıca, hangi partiden olursa olsun, kendisini yetiştirmiş büyüklerimizin, memleket adına Ankara’da söz sahibi olduklarını görmekle hassaten iftihar ettim.

 Gerek Konya'da gerekse Ankara'da, Karaman'dan Ermenek'ten kim arasa memleket kokusu ile gelse ne işleri olursa elimizden geldiği kadar çözmeye çalıştım çabaladım. Bağım, bahçem hiç bir şeyi satmadım aksine üstüne aldım. Köyümü, kentimi hiç ihmal etmedim. Yani birileri gibi hiç görmediği memlekete sadece işi düşünce "AA ben Karaman'lıyım, Ermenek'liyim" diyenlerden olmadım Hamdolsun.. Bilenler bilir nasıl bir memleket sevdalısı olduğumuzu...

 Buradan AK Parti’ye, bir hemşerimize genel başkan yardımcılığı (Lütfi Elvan)görevini verdiği için MHP’ye ise iki hemşerimize MYK üyeliği verdiği için (Ali Güler-Hüseyin Korkmaz) Karamanlı olarak teşekkür ederim. Ancak bir mühim hususa da değinmemiz gerekir ki yakın tarihimizde; DSP’de Fikret Ünlü, AK Parti’de Ömer Dinçer, Nimet Baş, Lütfi Elvan ile şehrimiz adına bakanlık sevinci yaşadık. Ahmet Ertuğrul ile CHP parti meclisinde temsil edildik. Yüksel Çavuşoğlu ile akıl ürettik, Mevlüt Akgün’e koca bir şehir kahrımızı taşıttık. Son olarak T.B.M.M.’de Recep Konuk’la komisyon başkanı olduk ve bütün bunlarla birlikte bürokraside de Karamanlı isimlerin önünün açılmasını sağladık. Karaman bir dönem siyaset camiasında söz sahibi bir memleket olmasına karşın, günümüzde esamesinin okunmayacağı bir şehir olma yolunda hızla ilerliyor. Elbette mevcut milletvekillerimizin gayretlerini özellikle İsmail Atakan Ünver’in şehir meselelerini meclise taşımasını tebrik ediyorum. Ancak, biraz evvel saydığımız isimleri gözümüzün önüne aldığımızda siyasette ‘Temsil Makamı’ adına ‘nereden nereye’ diyeceğimiz bir durumda olduğumuzu sanırım hepimiz aklımızdan geçirdik. En çok ‘Temsil Makamı’nı Ak Parti ile kazanıp yine orada kaybettiğimiz gerçeğinden hareketle bir sorgulama yapmamız gerektiğini düşündüm.

 Karaman’da dost-ahbap kiminle bu meseleyi görüşsem; AK Parti’deki bu Karaman adına temsil düşüşünün Konya Milletvekili Ahmet Sorgun ismiyle ilintili cümlelerle anlatıldığını işittim. Karaman’ı Karaman’daki bazı isimlerin de desteği ile uzaktan kumandayla kendilerince dekor ettikleri iddialarını duydum. Şöyle ki, Sorgun’un yeğenini Karaman’da müdür, başka bir kişiyi de özel kalem gibi makamlara getirttiği iddialarını duyunca şok oldum. Son olarak başka bir yeğenini de belediye başkan yardımcısı yapmak istediği iddiasına da inanasım gelmedi. Düşündüm kendi kendime, şayet öyle ise, şimdi Ertuğrul Çalışkan bu durumlara direnmesinin bedelini mi ödüyor ??? Yok canım o kadar da değildir... Ertuğrul Başkanı, Başkan yardımcılığı koltuğunu peşkeş çekmedi diye, bel altı vurup yiyecek kadar alçalmamıştır siyaset, insanlar... daha neler!!! Defol git şeytan yanımdan dedim sonra...

 Bu arada geçen seçimler geldi aklıma... Konya'da siyaset abilerine yapmayın AK Parti'yi Konya’da bitiriyorsunuz diye yalvardım, köşeler yazdım. O zamanın Genel Başkan yardımcısı Ahmet Sorgun'a, "Abi yapma Konya gidiyor" diye köşemden feryatlar ettim ama beni dinleyen olmadı. Netice; Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın tek tek topladığı oyları, hamudu ile yediniz, Konya'da 3-4 milletvekilinden olduk. Konya'yı yedik bitirdik şimdi sıra Karaman'a geldi.

 Yazımın başında da belirttiğim gibi; tarihten bu yana dik durmayı gaye edinmiş Karaman’ın, bahse konu parti il teşkilatının, bu tür olaylara yol vermeyeceğini düşündüm!!! Öte yandan; Ertuğrul Çalışkan’ın, Şerafettin Bulgurcu’nun ve Celil Yağız’ın tekrar aday gösterilmemesi konularının da aynı dekor ekibince gerçekleştirildiği iddiaları komedi gibi. Komik olmayan bir gerçek var ki; bu adaylıklar belirlenirken gerek milletvekilleri, gerekse il teşkilatından genel merkezce bir rapor istendiği. İşte bütün bu iddiaları asıl veya asılsız yapacak olan kıvılcım o raporlarda! Acaba raporlamalarda halen hayatta olan ve isimlerini yazımızda verdiğimiz veyahut özür dileyerek unutup veremediğimiz kaç kanaat önderi, kaç siyasi büyüğün görüşüne müracaat edildi? Bizim edindiğimiz bulgular herhangi bir müracaat olmadığı yönünde. Hal böyle olunca ister bu dekor ekibi, ister kimlerse bunlar, bugün kimseye sormaksızın aldıkları insiyatifin, seçim sonu ortaya çıkacak tablonun, yegane müsebbibi olacağını bilmeliler. O gün çıkacak başarısızlık tablosunda benim susmayacağımı da bilmelidirler.

 Bugün bizimkileri, bizimkilere sormadan uzaktan kumanda marifetiyle ele veren, 1 Nisan sabahına soğuk bir şaka ile uyanabilir. Partisi hiç önemli değil; halen bazı isimleri hatırlayabiliyorsak, sayıyorsak bu onların şehirden yana aldıkları tavırdandır. Bugünün dekorasyoncuları dokumuza uymadığından, yarın anılmamaları muhtemel. Şayet şehirde birileri koltuğunu korumak, birileri 1.Recep olmak sevdasına susuyorsa şehirde olanlara, yazıklar olsun. Kimilerinden hiç bahsetmiyorum bile. Tek marifeti birinin yanında staj yapmak olanlar muhatabım değil zaten. Bunca hazımsızlığın, Karamandaki başarısız dizayn çalışmasının sebebinin ne olduğunu çok net biliyorum aslında. Ama yazamıyorum işte... Yazdığım zaman "O" yazdırdı diyeceğiniz için yazamıyorum. Ama ne yaparsanız yapın, siz " O" isimleri bitiremezsiniz.. Silemezsiniz... Gücünüz yetmeeezz... Çünkü onlar ayak oyunları değil icraat yaptılar, eser bıraktılar, gönül aldılar. Mesela bir başka tarafa dönecek olursak, ne yaparsanız yapın 1. Recep her zaman orjinal Recep... Emitasyonla bu işler yürümeeezz...

 Neyse netice olarak Başta Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere yine sesleniyorum siyaset büyüklerimize; Konya'da, Karaman'da vekillik seçiminde olan kan kaybı, şuan belediye seçimlerinde yaşanmaktadır. Birileri bu şehirlerde abilik dizaynı yaparken, şehirler gidiyor müdahil olmazsanız. Ben yine üzerime düşeni yaptım, 9 köyden kovulacağımı bile bile hep doğruları yazdım, tarihe not düştüm. 10. Köyden de kovacağız diyorsanız illa, 11. köye giderim sıkıntı yok. Oradan da kovarsanız, memleketim Ermenek’te, bahçemde 2 göz evim var, oraya giderim. Oradan da ancak ölüm çıkar. Bir yere de kovamazsınız. Son olarak, seçim süreci olduğu için daha bayramlık ağzımı açmıyorum. Karayollarındaki şef eniştelere, stajyer avukatlara ve daha neler nelere girmiyorum şuan için.

 "Bu millet kızar bağırır ama oy verir" diye ortada gezenlere, Başkomutanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın sözü ile bir cevap vererek yazımı bitireyim,  "Bu millet bir oy verir, iki oy verir, sonra kapının önüne koyverir...” Sağlıcakla Kalın...