ALİMLER VE BÜYÜK İNSANLAR YETİŞTİREN BİR KENT

Bir şehri sevmek o şehrin zenginliklerini bilmekle, kültürünü iyi anlamakla ve o şehri iyi tanımakla mümkündür. Hz. Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin bir dönem yaşadığı ve annesi Mümine Hatun’un ebedi dinlenmeye vardığı şehirdir Karaman. Dünyaya ışık saçan, tüm insanlığa “Gelin Tanış Olalım” dizeleriyle haykıran sevgi ve barışın elçisi Hz. Yunus Emre’nin memleketi olan nadide bir kenttir burası. “Bugünden sonra divanda, dergâhta, bargahta, mecliste ve meydanda Türkçe’den başka dil kullanılmaya” diyen Karamanoğlu Mehmet Bey’ in, “Kapımız Açıktır Girene, Lokmamız Helaldir Yiyene” diyen İbrahim Bey’in şehridir Karaman. Dünya haritasını ilk defa çizen Türk Denizcisi Piri Reis’in memleketidir Karaman. Yakın tarihe geldiğimizde Mustafa Kemal Atatürk’ün ata yurdu, Kazım Karabekir Paşa’nın öz yurdudur Karaman. Tarihte Karamanoğulları Beyliği’ne yıllarca başkentlik yapmış, sokakları tarih kokan, topraklarında farklı medeniyetlerden izler barındıran kadim bir şehirdir Karaman.

Toros Dağlarının yamacında şiirlere konu olan elma bahçelerinin arasından ulaşıyorsunuz bu şirin, tarih kokan kentimize. Şehre geldiğinizde, farklı medeniyetlerin izlerinin şehrin sokaklarına olduğu gibi, kültürüne ve şehirde yaşayanlara da sindiğini hissediyorsunuz.

TARİHE YOLCULUK

Şehre hakim ufak bir tepede karşılıyor Karaman Kalesi sizleri. Rivayet edilen bir hikayeye göre Moğolların etrafını binlerce askerle kuşattığı kale, zamanın Karamanoğlu Bey’inin bir oyunu ile işgal edilmekten kurtarılmış. Askerler koyun postuna bürünerek, koyun sürüleri arasında Moğol ordusunun içine sızmış, böylelikle Moğol tehdidi savuşturulmuş. Bu olay neticesinde “Karaman’ın koyunu sonra çıkar oyunu” sözü ortaya çıkmış. Kalenin içerisine girer girmez eskiden saray olarak kullanılan bir açık hava müzesi karşılayacaktır sizi. Kaleyi oluşturan kulelerden birine çıkarsanız iki dağ arasındaki Karaman’ın müthiş manzarasını göreceksiniz.

Kısa bir fayton gezisiyle, muhteşem bir taç kapıya sahip dünya mirasına örnek teşkil edecek Hatuniye Medresesine ulaşırsınız. Kim bilir? Belki de Molla Fenari, Zenbilli Ali Efendi gibi zamanın alimleri de geçmiştir bu kapıdan. Medresenin hemen yanında binlerce yıllık tarihi eserleri içerisinde barındıran Şehir Müzesi de yer almaktadır. Arkeolojik Teşhir Salonunda ayrıca Taşkale Manazan Mağaralarında bulunan herhangi bir mumyalama tekniği kullanılmadan günümüze kadar doğal olarak korunmuş 1000-1200 yılları arasında yaşadığı tahmin edilen “Manazan Güzeli” olarak da adlandırılan bir mumya sergilenmektedir.

Küçük bir yürüyüş ile ulaşabileceğiniz Aktekke (Mader-i Mevlana) Camii, kent meydanı ile bütünleşmiş, Hazreti Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin annesi Mümine Hatunun da kabrinin bulunduğu, avlusundaki asırlık çınar ağacının heybetiyle yıllara meydan okumaktadır. Her yıl Nisan ayında Hz Mevlana’yı temsili olarak Konya’ya uğurlama etkinlikleri bu çınar ağacının altında yapılır.Aralık ayında ise Şeb-i Arus (Düğün Gecesi) etkinlikleri yapılmaktadır.

Şehrin en işlek caddesinde keyifli bir zaman geçirebileceğiniz, Karaman’ı tanıyabileceğiniz tarihi bir mekanda Karaman Turizm Bilgi Merkezi hizmet vermekte. Karaman’ın tarihini, ekonomisini, doğa güzelliklerini, kültürel ve turizm değerlerini güncel teknoloji ve görsel içerikler ile harmanlayarak sunan mekan tarihe mal olmuş Karamanlı şahsiyetlerin balmumu heykelleri, bilgi kioskları, seyir dürbünleri, tematik haritalar, havadan, yürüyerek ve otobüsle gezi simülasyonları ile zenginleştirilmiştir.

Biraz ötede Karamanoğlu Beyliği Dönemi mimarisinin tipik özelliklerini taşıyan ve ünlü Türk Düşünürü Yunus Emre’nin Türbesinin de bulunduğu Yunus Emre Cami bütünüyle sade mimarisiyle beklemektedir sizi. “Gelin tanış olalım, işi kolay kılalım, sevelim, sevilelim, bu dünya kimseye kalmaz” dizelerinin sahibi Büyük Türk Mutasavvıfı Yunus Emre’nin duru Türkçe’sinin sıcak iklimi camide etrafınızı saracaktır. Caminin bahçesinde Anadolu’nun saf ve temiz Türkçesine tanıklık edebileceğiniz Yunus Emre’ye ait ufak bir şiir parkı da var.

Şehrin sit alanı ilan edilen Topucak mahallesinde bulunan tarihi Tartan Konağı geleneksel Türk evlerinin nadide örneklerinden birisi olarak karşınıza çıkmaktadır. Evde ahşap süslemeden daha ziyade kalem işi süslemeler dikkat çekmektedir. Konutun iç kısmında bitki tasvirleri, saat tasvirleri ve İstanbul tasvirleri bulunmaktadır. Tartan Konağı’nın hemen karşısında bir dönem cezaevi olarak da kullanılan Çeşmeli Kilise bütün heybetiyle sizi karşılayacaktır.

KARADAĞ: BİNBİR KİLİSE ve YILKI ATLARI

Şehrin 25 km kuzeyinde yer alan, doğa ve inanç turizmi potansiyeli ile yıldızı parlayan Karadağ sizleri tarihin derinliklerine götürürken aynı zamanda doğasıyla görsel bir şölen sunmakta. Aziz Paulus yolunun güzergâhlarından birini oluşturan sönmüş volkanik dağ birçok antik kalıntıya ev sahipliği yapmakta. Bu kalıntılar, yöre halkı arasında Binbir Kilise olarak bilinen, Madenşehir Öreni, Yukarı Ören ve Değle Öreni adıyla bilinen yerlerde yoğunluk göstermektedir. Ayrıca Hititler tarafından kutsal kabul edilmiş Karadağ’da Hititler’e ait hiyeroglif yazıtlar görülebilmektedir. Bölgede sayısı oldukça fazla kilise, kale, mezar anıtı, sivil ve askeri mekanlar ile antik bir Roma Havuzu bulunmaktadır. Binbir Kilise yapıları Hristiyanlığın Anadolu’daki en önemli inanç merkezlerinden birisidir. Sönmüş bir yanardağ olan Karadağ’ın krateri Ulu Çukur ve civarında görebileceğiniz Yılkı Atları tüm doğallığı ve asilliği ile yüzyıllardır burada özgürce yaşamaktadırlar.

DOĞAL TAHIL AMBARLARI

Yeşildere Taşkale köyleri arasında uzanan Yeşildere Vadisinin kuzeyinde, yüksek bir kaya kütlesine, tamamen insan eli ile oyulmuş 5 katlı Manazan Mağaraları, yapıldığı zamanın toplu meskenleridir. İçerisinde birçok hücre ve odanın bulunduğu mağara doğal yapısı nedeniyle organik maddeleri uzun süre muhafaza edebilmektedir.

Taşkale Köyünde yer alan Tahıl Ambarları Bizans döneminden başlayarak yakın tarihe kadar tamamen insan eli ile oyulmuş ve günümüzde aktif olarak kullanılmaktadır. Bu ambarlarda buğday, arpa ve bakliyat gibi ürünler doğal olarak yıllarca bozulmadan muhafaza edilebilmekte. Ambarların yanında yer alan Taş Mescit’in ise başka bir örneği bulunmamaktadır. Taşkale’den, Türkiye’nin en uzun mağaralarından birisi olan İncesu Mağarasını görmeden ayrılmak olmaz. Farklı renklerde asırlardır oluşmuş sarkıtlar ve dikitler ile su damlalarının oluşturduğu havuzlar yeraltının gizli kalmış bu mekanında sizler için görsel bir şölene dönüşecek.

SARP KİLİKYA’NIN TAM KALBİ

Torosların nadide çam kokuları ve muhteşem manzaralar eşliğinde yaklaşık 1,5 saatlik bir sürüş keyfinden sonra kanyonları ve nehirleri ile resim gibi bir kent olan Ermenek ilçesine ulaşabilirsiniz. Ermenek Orta Torosların tam kalbinde bulunuyor. Sarp Kilikya’nın gizemli, dik ve aşılmaz dağları Ermenek’i her zaman eşsiz bir yer yapmıştır. Yüksek Torosların ortasında parlayan masmavi suların, antik kentlerin gösterişli Nekropollerinin, dipsiz mağaraların, tarihin en büyük aşklarına sebep olmuş sedir ormanlarının, endemik bitkilerin bölgeye kattığı büyüsüne direnemeyeceksiniz.

Karaman, içinde sayısız doğal, tarihi ve turistik güzellikler barındıran nadide bir kentimiz. Velhasıl Ünlü Karamanlı Şair Bekir Sıtkı Erdoğan’ın dizeleri ile Karaman yazıla yazıla bitmez.

Git, gör İmaret’i aman,

Kimler geçmiş zaman zaman…

Velhasıl şu Karaman,

Yazıla yazıla bitmez